Dexter Morgan, "New Blood"daki olayların ardından komadan uyandığında, hayatının en büyük kabusuyla yüzleşir. Oğlu Harrison kayıplara karışmıştır. Dexter, geçmişte oğluna yaşattıklarının ağırlığı altında ezilirken, Harrison'ı bulup onu koruma isteğiyle New York City'ye doğru yola çıkar. Ancak bu arayış, Dexter için sadece fiziksel bir yolculuk değil, aynı zamanda kendi içindeki karanlıkla da bir hesaplaşmadır.
New York'a ayak basmasıyla birlikte, Dexter sadece Harrison'ı değil, geçmişini de karşısında bulur. Miami'den transfer olan Yüzbaşı Angel Batista, Dexter'ın peşindedir ve onun hakkındaki şüpheleri hiç dinmemiştir. Batista'nın varlığı, Dexter'ın sırlarını açığa çıkarma tehdidi oluştururken, Dexter bir yandan da oğluyla yeniden bağ kurmanın yollarını arar.
Ancak New York'un karanlık sokakları, Dexter'ı bambaşka bir tehlikeyle karşı karşıya getirir. Şehirde faaliyet gösteren ölümcül bir gizli katiller topluluğu, Dexter'ın dikkatini çeker ve onu kendi kurallarının geçerli olduğu bir dünyaya doğru çeker. Dexter, avcı mı yoksa av mı olacağını kestiremezken, oğlu Harrison'ın da karanlık bir yanı olup olmadığını sorgulamaya başlar.