Karanlık, nemli bir depoda, bilekleri tavandan sarkan zincirlerle bağlı bir şekilde uyanan Stephen, kim olduğunu ve buraya nasıl geldiğini hatırlamıyor. Etrafında, yüzleri gölgelerde kalmış, acımasız bakışlı adamlar var. Onlar, Stephen'ı sorguya çekmek için buradalar.
Stephen'a, Rusya Dışişleri Bakanı'nın kaçırıldığını ve bu olayda parmağı olduğunu söylerler. Bakanın, 90 dakika içinde canlı yayında idam edileceği bilgisini verirler. Ancak Stephen, hafızasını kaybetmiştir ve bu konuda hiçbir şey hatırlamamaktadır.
Zaman hızla tükenmektedir. Sorgucular, Stephen'ı konuşturmak ve bakanın nerede tutulduğunu öğrenmek için her şeyi yapmaya hazırdır. Ona işkence yaparlar, zihnini karıştırmaya çalışırlar, geçmişinden anılar sunarlar. Ama Stephen'ın hafızası hala kapalıdır.
Sorgucular, Stephen'ın gerçekten masum mu, yoksa büyük bir oyunun parçası mı olduğunu kestiremezler. Zaman ilerledikçe, gerçekler ve yalanlar birbirine karışır, sorgulayanlar ve sorgulanan arasındaki sınırlar bulanıklaşır.