Charlotte (Isabelle Fuhrman), 30 yaşına yaklaşan genç bir kadındır; hayatı monotondur. İş bulamayan bir garson olarak çalışmakta, hem romantik ilişkiler hem de kariyer düzleminde yönünü kaybetmiş durumdadır. Oysa ki bir gece, tesadüfi olarak karşılaştığı Adam (Mena Massoud) ile hayatın tüm sıkıcılığını anında unutturacak bir bağ kurar. Sohbetleri akıcıdır, birbirlerine karşı hissettikleri çekim doğal ve büyüleyicidir. O geceyi birlikte geçirdikten sonra Charlotte adeta büyülenmiş gibidir. Ancak sabah olup Adam’la iletişime geçmeye çalıştığında, ters bir tepkiyle karşılaşır ve hayalinin adamı aniden kaybolur.
Günler sonra beklenmedik bir sürprizle karşılaşır: Adam’ın arkadaşı Stacy, Charlotte’a Adam’in hastaneye kaldırıldığını ve ölümcül bir hastalığa sahip olduğunu açıklar. İkili yeniden bir araya gelir ve Charlotte, Adam'in son günlerini anlam yaratacak şekilde yaşamasına destek olmaya karar verir. Bu süreç, Charlotte’un kendi içindeki kırılganlığı, umut arayışını ve bağlanma korkularını da dönüştürür.