Küçük bir Amerikan kasabasında, yüzü yerel reklamlardan ve televizyondan tanıdık gelen sıradan bir muhasebeci olan Charles "Chuck" Krantz (Tom Hiddleston) yaşamaktadır. Dış dünya, bir dizi doğal afet ve teknolojik arızayla yavaş yavaş çökerken, kasabada tuhaf bir şekilde her şeyin üzerinde, Chuck'a karşı duyulan derin bir minnettarlık hissi hakimdir. Peki, kimsenin gerçekten tam olarak tanımadığı bu adam kimdir ve neden bu kadar önemlidir?
İzler, Chuck'ın çocukluğuna, ona dans tutkusunu aşılayan büyükannesine (Mia Sara) ve ona sadece muhasebenin mantığını öğretmekle kalmayıp aynı zamanda evin içindeki kilitli bir tavan arasının sırrını da saklayan büyükbabasına (Mark Hamill) kadar uzanır. Hikâye, şu temel ve sarsıcı soruyu gündeme getirir: Tek bir sıradan kişinin hayatı,