1990'lı yıllarda, Rio de Janeiro'nun huzurunu kaçıran bir dizi kaçırılma olaylarına tanık olduk. Bu, adeta bir suç dalgasıydı ve şehrin güvenlik güçleri, bu durum karşısında çaresiz kalmıştı. Hem sokak çetelerinden hem de kendi içlerindeki çürümüşlükten kaynaklanan tehditlere karşı şehri korumak, her geçen gün daha da zorlaşıyordu. Bu kaotik durumu düzene sokmak için güvenlik güçleri, kimileri tarafından tartışmalı bulunan bir takım ajanları göreve çağırdı. Bu ajanlar, hem suç örgütlerine karşı hem de polis teşkilatının kendisindeki yozlaşmaya karşı mücadele etmek üzere toplumun huzurunu ve düzenini sağlamak adına önemli bir görev üstlendiler. Tarihin tozlu sayfalarına gömülmüş bu olayları anlatan bir film izlerken, hem hikayenin derinliklerine dalmak hem de bir dönem Rio de Janeiro'nun karşı karşıya kaldığı karmaşık problemlere ışık tutmak oldukça etkileyiciydi. Filmin başarısı, sadece hikayesini anlatmakla sınırlı kalmayıp, karakterlerin duygusal derinliğini de başarıyla seyirciye aktarmasıydı. Hem ele aldığı konular, hem de dramatik yapısı ile bu film, 1990'lı yılların Rio de Janeiro'sunu ve o zamanların atmosferini bize yeniden yaşatıyor. İzleyici olarak, bu filmi izlerken kendimizi o dönemin kaotik atmosferine, karmaşasına ve belirsizliğine tamamen kaptırdık. Bu noktada, filmin yönetmeninin ve senaristinin başarısını takdir etmeden geçmek mümkün değil. Bu film kesinlikle izlenmeye değer.