İrlanda’dan 1886 yılında yola çıkan yetim kardeşler Tom (12 yaşında) ve Mary (9 yaşında), New York Limanı'na gelir ve amcaları Niall ile buluşmayı planlar. Ancak amcalarının onları karşılamaması üzerine, baba yadigâr bir miras umuduyla yola çıkmaya karar verirler. Biletleri olmadığı için kendilerini “orphan train” adı verilen trenle gizlice Amerika'nın transkıta bölgelerine doğru yolculuk yaparken bulurlar.
Yolculuk sırasında sadık bir köpek olan Sparky ile tanışırlar ve aynı vagon barına Nick adında, tekerlekli sandalyeye bağımlı ama içten bir çocukla arkadaşlık kurarlar. Mary’nin Nick’e duyduğu empati, hem grubun bir parçası olmasına yol açar hem de filmin duygusal merkezini oluşturur.
Tren uzun bir dinlenme sırasında hareket ederken Mary ve Nick’nin trenin dışında kalmasıyla başlayan macera; Tom’un onları kurtarmak için harekete geçmesiyle devam eder. Ormanlarda, mağaralarda ve tehlikeli çöllerde geçen yolculukları, hem zorlu hem de umut dolu sahneler içerir.
Üç arkadaş, bir tren kazası sonrası tehlikeli çetelerle, vahşi hayvan sürüleriyle ve sert doğa koşullarıyla yüzleşir. Cesaret, sadakat ve takım çalışması sayesinde olumsuzlukları aşarak, sonunda amcaları Niall ve diğer yetimlerin bulunduğu gizli bir madende buluşurlar. Bölgedeki yerli kabilelerle birlikte organize ettikleri kurtarma sayesinde şiddetli çete tehdidinden kurtulurlar