Dina, hayatının en kritik dönemlerinden birini yaşamaktadır. Genç ve hamile olan Dina, gelecekten umutludur ve hayatını sevecen erkek arkadaşı Paul ile birlikte kurmayı planlamaktadır. Ancak, Paul’un arabasını habersizce ödünç alıp şehir dışındaki bir arkadaşını ziyaret etmeye karar verdiği o gün, hayatı aniden değişir.
Yolda giderken dikkat dağınıklığı nedeniyle başka bir araca çarpar. Kazanın ardından arabayı kontrol etmek için bagajı açtığında gözlerine inanamaz: Kanlar içinde, rehin alınmış bir adam oradadır. Bu şok edici keşif, Dina’nın sevecen sandığı hayatının tamamen yalanlarla örülü olduğunu gösterir. Paul, aslında acımasız bir katildir ve bu korkunç sırrını saklamaktadır.
Panik ve korku içinde Dina, hem kendi hayatını hem de doğmamış bebeğinin güvenliğini korumak için kaçmaya karar verir. Ancak Paul, sırrının açığa çıktığını anlar ve Dina’yı susturmak, hatta ailesini geri almak için peşine düşer. Başlar ıssız yollarda nefes kesici bir kovalamaca, ölüm kalım savaşı.
Dina, hamileliğinin getirdiği zorluklarla ve korkuyla mücadele ederken, aynı zamanda hayatta kalmak için güçlü ve kararlı bir mücadele verir. Bu mücadelede, sadece kendi canını değil, gelecek neslin de kaderini belirleyecektir.