Film, gerçek bir hikayeden esinlenerek, babasını arayan genç bir kadının öyküsünü ve bu arayışın etrafındaki toplumsal dinamikleri anlatıyor.
Katya, Gürcistan, Batum'da bir yetimhanede büyümüş genç bir kadındır. Yetişkinlik çağına geldiğinde yetimhaneden ayrılmak zorunda kalır ve bu belirsiz dönemde gizemli bir kadınla karşılaşır. Bu kadın, Katya'ya Trabzon'da yaşayan Yunus adında bir denizcinin kızı olduğunu ve annesinin ona bıraktığı bir mektup olduğunu söyler. Hayatında hiç tanımadığı babasıyla tanışma umuduyla Trabzon'a gelen Katya, Yunus Kaptan'ı bulmakta zorlanmaz. Ancak karşılaştığı gerçek, umduğu gibi değildir. Yunus, muhafazakar bir aile babasıdır ve Katya'nın annesi Nadya ile yıllar önce yaşadığı kısa süreli ilişkinin bir sonucu olarak dünyaya geldiğinden habersizdir. Bu nedenle Katya'yı reddeder ve onu yabancı bir şehirde yapayalnız bırakır. Katya, bilmediği bir dilin konuşulduğu, kendisine yabancı bir ortamda hayatta kalmaya çalışırken bir yandan da babasını ikna etmek için çabalar. Yunus Kaptan ise "Rus kızı" ile görülmesi sonucu toplumun baskısı ve önyargılarıyla yüzleşmek zorunda kalır. Karısı ve çocukları da Katya'ya düşmanca davranır.